14 Ocak 2016 Perşembe

SANAL MÜZE NEDİR?

SANAL MÜZE NEDİR?

Sanal müze veya E-müze, 1990’lı yılların başından itibaren teknolojik gelişimin hızıyla birlikte müzelerin iletişim sağlamaya yönelik olarak interneti kullanmaya başlamaları ile ortaya çıkmış bir kavramdır. Sanal Müze, değişik medya olanaklarından yararlanılarak hazırlanmış sayısal nesneleri ve bunlara ait bilgileri barındıran, ziyaretçi ile iletişimin kesintisiz olduğu ve çeşitli erişim şekillerini karşılamak için alışıldık iletişim yöntemlerinin ötesinde olan, dünya çapında erişimini olanaklı kılmak amacıyla da fiziksel anlamda bir mekâna ihtiyaç duymayan müze şeklinde tanımlanmaktadır .

Sanal Müzeler, panoramik fotoğraf ve değişik medya imkânlarından faydalanılarak hazırlanmış, mekanı veya çevreyi tüm yönleriyle ziyaretçiye sunan, internet erişimi sayesinde dünya çapında iletişimi olanaklı kılan, gezmek ve görmek için fiziksel anlamda bir mekâna ihtiyaç duymayan müzeler şeklinde tanımlayabiliriz. Bugün Türkiye'de bir çok müze için internet ortamında sanal gezinti imkanı sunulmuştur.


ONLİNE MUSEUM

9 Ocak 2016 Cumartesi

TOPKAPI SARAYI

TOPKAPI  SARAYI 

İstanbul'un fethiyle bir cihan imparatorluğuna dönüşen Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahlarına ev sahipliği, devletine idare merkezliği eden Topkapı Sarayı sade mimarisinin ardında ışıltılı hazineler dünyayı değiştiren siyasi ve sosyal hikâyeler sunarken, kapalı kapılar ardındaki harem, kişisel sevinç ve üzüntülere ayna tutuyor.

Topkapı Sarayı Müzesi, Osmanlı Devleti'nin idari yapısını anlamak, saray yaşamını gözlemlemek ve Osmanlı İmparatorluğu'nun sahip olduğu zenginliklere tanık olmak için mutlaka görülmeli. Müzede Osmanlı devletinin idari binaları ve padişahın ailesinin yaşadığı Harem dışında Hazine, Kutsal Emanetler, Silah Koleksiyonu, Padişah Portreleri, Mutfaklar ve Porselen seksiyonlarını ziyaret edebilirsiniz.

İstanbul'un fethi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentinin İstanbul'a taşınmasının ardından Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirilen ve 1478'den itibaren 380 yıl boyunca devletin idari merkezi ve padişah ile ailesinin yaşam yeri olan Topkapı Sarayı, 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyarete açıldı ve o günden bu yana ziyaretçi sayısı en yüksek müzelerden biri olarak hizmet vermeyi sürdürüyor
.


Müzeye Ulaşmak İçin Tıklayınız.


                                                                                                           

8 Ocak 2016 Cuma

GÖREME AÇIK HAVA MÜZESİ

GÖREME AÇIK HAVA MÜZESİ


Göreme Açıkhava Müzesi, M.S. IV. yüzyıldan XIII. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatına ev sahipliği eden bir kaya yerleşim yeri.

Bir vadi oluşturan alanda, kaya blokların içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları oyulmuş.

Göreme Vadisi, manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul ediliyor, aynı eğitim sistemi daha geç tarihlerde Soğanlı, Ihlara, Açıksaray’da da görülmüş.

Kiliselerde Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde kullanılan geometrik süslemeler ortaya çıkarılan ilk boya katmanlarında görülebilirken, daha sonraki tarihlerde yapılan freskler İncil ve Hz. İsa’nın hayatından sahneleri betimliyor.

Göreme Açık Hava Müzesi’nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basileus Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise gezilebiliyor.

Göreme Açıkhava Müzesi 6 Aralık 1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. 

Müzeye ulaşmak için tıklayınız.





ONLİNE MUSEUM

BODRUM SUALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi

Bodrum Kalesi ilk çağda Zephyra ismi ile bilinen bir ada olup M.S. I.yy.' da kara ile birleşen yarımada üzerine St. Jean Şövalyeleri tarafından 1261–1269 yılları arasında Menteşe Beyliğine bağlı Denizciler tarafından inşa edilen bir Türk Kalesi üzerine yapılmıştır. 1403 yılında yapılan Ankara Savaşından sonra St. Jean Şövalyeleri Mehmet ÇELEBİ' den İzmir' de yıkılan kalelerine karşılık yeni bir kale yapmak üzere yer istemişlerdir. Mehmet Çelebi de Bodrum’da kale yapma iznini St. Jean Şövalyelerine vermiştir. Avrupa’nın en önemli devletleri 500 yıl önce Saint Jean Şövalyeleri örgütü adı altında, kaleyi 1406 yılında inşaa etmeye başlamışlardır. İnşaat 1522 yılı sonuna kadar aralıklarla sürdürülmüştür. Fransız, İngiliz, Alman, İtalyan ve İspanyol kuleleri bulunmaktadır.

05 Ocak 1923'de Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sonrasında Bodrum Kalesi Osmanlıların eline geçmiştir. II. Abdülhamit zamanında 1895' yılında hapishane olarak kullanılmaya başlanmıştır. 26 Mayıs 1915 yılında, İngiliz ve Fransız zırhlılarının bombardımanından sonra terk edilmiştir. 1963 yılında Müze Müdürlüğü olmuş, 06 Kasım 1964’de de ilk sergi salonu açılmıştır.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Türkiye’nin tek, Dünyanın önemli Sualtı Arkeoloji Müzelerinden biridir.

Bodrum Kalesi kareye yakın planlıdır. 180x185m ölçülerindedir. En yüksek yeri deniz seviyesinden 47,5 m yükseklikte Fransız kulesidir. Kaleye Kuzeybatı köşesindeki ilk kapıdan geçilerek girilir. İç kaleye kadar 7 kapı vardır. Kalenin Kuzey ve batı yüzü çift duvarlıdır. Kuzey ve batı hendekleri Şövalyeler döneminde asma köprü ile aşılmaktaydı. Kalenin batı tarafındaki kalın duvarlı çatısı eğimli büyük yapı top koruganıdır. Bodrum Kalesinin tüm kuleleri ve çeşitli mekânları sergi salonlarına dönüştürülmüştür.

AMPHORA SERGİLEMESİ

Müzedeki en büyük eser topluluğu amphoralardır. Dünyanın en büyük Doğu Akdeniz amphora koleksiyonu Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktadır. Sergileme, aşağı avluda bir sundurma altında gerçekleştirilmiştir. Amphora, Yunanca amphi (iki taraflı) ve phoros (taşınabilir) sözcüklerinden oluşmaktadır. İki kulplu ve taşınabilir olan dibi sivri bu testiler, antik devir ticaretinde şarap, zeytinyağı ve kuru gıda maddelerinin taşımasında ve depolanmasında kullanılmıştır.

Sergileme, M.Ö. XIV. yüzyıldan başlayarak günümüz testilerine kadar kronolojik bir sıra ile sergilenmektedir. Sakız amphoralarının dipleri düğme tutamaklı olup, boyunlarında adanın sembolü olan sfenks motifli mühür bulunmaktadır. Antik çağda Sakız şarabı ünlüdür. Knidos amphoraları, M.Ö. III. Yüzyıl aittir. Kozalak tutamaklıdırlar. Bu amphoralar sivri diplerinin verdiği olanakla antik çağda üst üste istiflenerek taşınmışlar ve aynı biçimde sergilenmişlerdir. İstanköy amphoraları, ikiz kulplarıyla tanınırlar. Kulplarında yengeç mührü bulunmaktadır.

Roma amphoraları kalın geniş ağızlı, uzun boyunlu, ince gövdeli ve silindir tutamaklıdırlar. Kartaca amphoraları, silindir gövdelidirler.

Bizans amphoraları, yuvarlak gövdelidir. Sergileme, günümüz Geyre yapımı testi ile sona ermektedir.
Amphora sergilemesi, antik çağ ticaret merkezlerini gösteren harita, liman yaşamı, şarap ve zeytinyağının nasıl yapıldığını anlatan resimlerle desteklenmiştir.

HAMAM

Güney duvarına bitişik Türk Hamamı 1895 yılında hapishane döneminde yapılmıştır. Yıkanmamakla övünen şövalyelerin temizlik anlayışına karşın, Osmanlıların mahkûmlara sunduğu hizmeti göstermektedir. Hamam; giriş, soğukluk (soyunma), sıcaklık (yıkanma) ve külhandan oluşmuştur. Ülkemizde ilk defa hamam malzemesi kendi mekânında sergilenmiştir.

ŞAPEL VE M.S. VII: YÜZYIL DOĞU ROMA GEMİSİ

Şapel, şövalyeler tarafından 402–1437 yıllarında gotik tarzda, tek nefli olarak inşaa edilmiştir. 1519–1520 yılları arasında İspanyol Şövalyeleri tarafından onarılmıştır.

Kalenin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra şövalyelerin şapeli, minare eklenerek camiye çevrilmiştir.

Şapelde, Bodrum- Turgutreis-Yassıada’da batan M.S. VII. yy. Doğu Roma Gemisi sergilenmektedir. Geminin kıç bölümü 1/1 ölçeğinde yapılmıştır. Baş bölümü ise su altındaki şekliyle gösterilmiştir. Geminin ana yükü 900 kadar amphora içinde taşınan şaraptır. Gemide bulunan en önemli eser, tunç kantardır. Üzerinde geminin kaptanının adı ve unvanı bulunmaktadır. Kantar topuzu akıl ve adaletin simgesi Tanrıça Athena büstü şeklindedir.

CAM SALONU

Cam Salonu, dikdörtgen planlı, kesik tonozlu bir yapıdır. Bu salonda, M.Ö. XIV. yüzyıl ile M.S. XI. yüzyıl arasına tarihlenen çeşitli cam eserler sergilenmektedir. Sağdaki ilk vitrinde M.Ö. XIV. yüzyıla ait Miken cam boncuk dizisi ile Kaş Uluburun Batığı'ndan çıkarılan aynı devre ait cam külçeler yer almaktadır. Diğer vitrinlerde Stratonikeia ve Kaunos gibi antik şehir kazılarında elde edilen cam buluntular görülür. Salonun büyük bir bölümü ise, M.S. XI. yüzyıla tarihlendirilen Serçe Limanı Batığı'nın cam koleksiyonunu oluşturmaktadır.
Su altında arkeoloji kazılarının nasıl yapıldığını göstermek amacıyla, bu salondaki nişlerden birinin içerisine bir akvaryum yerleştirilmiştir. Burada su içinde M.S. IV. yüzyıl Erken Bizans Batığı Sualtı Kazısı 1/20 ölçeğinde küçültülerek gösterilmiştir.



Müzeye ulaşmak için tıklayınız.






ONLİNE MUSEUM

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ

Anadolu Medeniyetleri MüzesiAnkara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Ankara’da, Anadolu’nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bir müzedir. Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi’nin dış duvarının güneydoğu kıyısında, yeni işlev verilerek düzenlenmiş iki Osmanlı yapısında yer alır. Bu yapılardan biri Veli Mahmud Paşa tarafından yaptırılan Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Rum Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Kurşunlu Han’dır.

aşlangıçta sadece Hitit dönemine ait eserlerin sergilendiği müze, daha sonra diğer uygarlıklara ait eserlerle zenginleşmiş ve Hitit Müzesi olmaktan çıkıp, Anadolu Medeniyetleri Müzesi haline gelmiştir. Bugün kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bu müzede, Paleolitik Çağdan başlayarak günümüze kadar Anadolu arkeolojisi sergilenmektedir.
Avrupa Konseyi’ne bağlı Avrupa Müze Forumu (European Museum Forum) tarafından verilmekte olan Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’nü1997 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde 68 müze arasından birinci seçilerek almıştır. Türkiye’de bu ödülü kazanan şu an için tek müzedir.




SANAL MÜZİK MÜZESİ



     1994 yılında, Prof. Ertuğrul Bayraktar ile çıktığımız “Müzik Müzesi” yolculuğuna daha sonra Prof. Yalçın Tura ve Dr. İ. Lütfü Erol katıldı. Oluşan bu çekirdek kadro, “Müzik Müzesi” projesiyle ilgili tüm çalışmaların yürütülmesini sağladı. 1998 yılında  Kültür Bakanlığı, “Müzik Müzesi” projesini başlattığını kamuoyuna resmen açıkladı. O dönemden bu yana da müzik müzesinin yapılandırılmasına yönelik çalışmalara hız verildi. Müzik müzesi projesi, Türkiye’nin giriştiği önemli projelerden biridir. Türkiye müzik kültürünün belgelenmesi ve dünya müzik kültürüne ışık tutacak pek çok bilgi, belge ve arşiv materyalinin gün ışığına çıkarılması adına çok önemli misyonu üstlenmiş bir projedir. Ancak bu niteliklere sahip bir proje olarak da çok pahalı, ağır ve zor bir süreç gerektirmektedir. Fiziki anlamda tanımlanmış kendine özgü bir mekanı oluşuncaya yada oluşturuluncaya dek, elde bulunan materyalleri en azından sanal ortamda bir araya getiren ve Kültür Bakanlığı WEB sayfasında yer alan “Türkiye Sanal Müzik Müzesi” gerçekleştirildi. Bu projenin geliştirilmesi yönünde çalışmalar devam etmektedir. Müzik Müzesi projesi, başladığından bu yana, bir süreç olarak gelişme göstermiş ve halen de göstermektedir. Bu süreç içinde, Türkiye müzelerinde, kazı alanlarında, özel koleksiyonlarda dağınık şekilde bulunan ve Türkiye müzik kültürüne ışık tutan her türden materyal, belge ve bilgi anlamında derlenip toparlandı. Bunlar fotoğraflandı, slaytlara ve filmlere alındı. 2001 yılında, fotoğrafçı, kameraman ve ışıkçılardan oluşan 10 kişilik bir teknik bir ekiple, yaklaşık 30 bin km yol kat edilerek bütün Türkiye tarandı. 15 mega piksel çözünürlükte olmak üzere 6000 civarında materyal belgelendi ve son derece önemli bir arşiv oluşturuldu. Bu arşiv şu anda her tip amaca uygun olarak değerlendirilebilecek bir arşivdir. Bu süreç içinde çeşitli çalgılar (bağlama, ud, tanbur, kanun, zil, vb) için belgeseller hazırlandı. Tüm bunlara karşın henüz müzik müzesi için gerek duyulan bütçe oluşturulabilmiş değil. Bu nedenle, süreç halen gelişme ve olgunlaşma aşamasındadır. 






ONLİNE MUSEUM

7 Ocak 2016 Perşembe

YEŞİL IRMAK HAVZASI SANAL MÜZESİ

YEŞİL  IRMAK  HAVZASI  SANAL  MÜZESİ


Samsun’da  fuar  alanı  içinde  bulunan  Arkeoloji – Etnografya  Müzesinin  insaatında  1976  yılında  baslamıs  ve  19 Mayıs 1981  günü  ziyarete  açılmıstır.

Sergilenen  altın  eserler  arasında  taç, bilezikler,  kolyeler,  gerdanlıklar,  küpeler,  dügmeler,  elbise  süsleri,  yüzükler  göz  alıcı  eserleridir.

7500 yıllık tarihi ve bereketli toprakları ile Anadolu'nun Orta Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Yeşilırmak Havzası, pek çok halk ve uygarlığın yaşama alanı olmuştur. Hitit İmparatorluğu'nun doğduğu bu topraklar, kültürlerin kesişme noktası olmuştur. Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerini kapsayan Yeşilırmak Havzası'nda gelişen kültürler, birbirlerini yok etmemiş, değerlerini sentezleyerek geliştirmişlerdir. Yeşilırmak, taşıdığı bereketle yaşamın ve kültürlerin kaynağı olmuştur. Yeşilırmak Havzası, suyun ışıltısıyla bereketlenmiş, rengarenk, uyumlu bir mozaik bizlere miras kalmıştır.
Yeşilırmak Havzası'nı, Yeşilırmak ile gelişen rengarenk kültür mozaiğini keşfetmek için, Amasya MüzesiÇorum MüzesiSamsun Müzesi ve Tokat Müzesi'ni ziyaret ediniz.



Müzeye Ulaşmak İçin Tıklayınız


ONLINE MUSEUM