Bodrum Kalesi ilk çağda Zephyra ismi ile bilinen bir ada olup M.S. I.yy.' da kara ile birleşen yarımada üzerine St. Jean Şövalyeleri tarafından 1261–1269 yılları arasında Menteşe Beyliğine bağlı Denizciler tarafından inşa edilen bir Türk Kalesi üzerine yapılmıştır. 1403 yılında yapılan Ankara Savaşından sonra St. Jean Şövalyeleri Mehmet ÇELEBİ' den İzmir' de yıkılan kalelerine karşılık yeni bir kale yapmak üzere yer istemişlerdir. Mehmet Çelebi de Bodrum’da kale yapma iznini St. Jean Şövalyelerine vermiştir. Avrupa’nın en önemli devletleri 500 yıl önce Saint Jean Şövalyeleri örgütü adı altında, kaleyi 1406 yılında inşaa etmeye başlamışlardır. İnşaat 1522 yılı sonuna kadar aralıklarla sürdürülmüştür. Fransız, İngiliz, Alman, İtalyan ve İspanyol kuleleri bulunmaktadır.
05 Ocak 1923'de Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sonrasında Bodrum Kalesi Osmanlıların eline geçmiştir. II. Abdülhamit zamanında 1895' yılında hapishane olarak kullanılmaya başlanmıştır. 26 Mayıs 1915 yılında, İngiliz ve Fransız zırhlılarının bombardımanından sonra terk edilmiştir. 1963 yılında Müze Müdürlüğü olmuş, 06 Kasım 1964’de de ilk sergi salonu açılmıştır.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Türkiye’nin tek, Dünyanın önemli Sualtı Arkeoloji Müzelerinden biridir.
Bodrum Kalesi kareye yakın planlıdır. 180x185m ölçülerindedir. En yüksek yeri deniz seviyesinden 47,5 m yükseklikte Fransız kulesidir. Kaleye Kuzeybatı köşesindeki ilk kapıdan geçilerek girilir. İç kaleye kadar 7 kapı vardır. Kalenin Kuzey ve batı yüzü çift duvarlıdır. Kuzey ve batı hendekleri Şövalyeler döneminde asma köprü ile aşılmaktaydı. Kalenin batı tarafındaki kalın duvarlı çatısı eğimli büyük yapı top koruganıdır. Bodrum Kalesinin tüm kuleleri ve çeşitli mekânları sergi salonlarına dönüştürülmüştür.
AMPHORA SERGİLEMESİ
Müzedeki en büyük eser topluluğu amphoralardır. Dünyanın en büyük Doğu Akdeniz amphora koleksiyonu Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktadır. Sergileme, aşağı avluda bir sundurma altında gerçekleştirilmiştir. Amphora, Yunanca amphi (iki taraflı) ve phoros (taşınabilir) sözcüklerinden oluşmaktadır. İki kulplu ve taşınabilir olan dibi sivri bu testiler, antik devir ticaretinde şarap, zeytinyağı ve kuru gıda maddelerinin taşımasında ve depolanmasında kullanılmıştır.
Sergileme, M.Ö. XIV. yüzyıldan başlayarak günümüz testilerine kadar kronolojik bir sıra ile sergilenmektedir. Sakız amphoralarının dipleri düğme tutamaklı olup, boyunlarında adanın sembolü olan sfenks motifli mühür bulunmaktadır. Antik çağda Sakız şarabı ünlüdür. Knidos amphoraları, M.Ö. III. Yüzyıl aittir. Kozalak tutamaklıdırlar. Bu amphoralar sivri diplerinin verdiği olanakla antik çağda üst üste istiflenerek taşınmışlar ve aynı biçimde sergilenmişlerdir. İstanköy amphoraları, ikiz kulplarıyla tanınırlar. Kulplarında yengeç mührü bulunmaktadır.
Roma amphoraları kalın geniş ağızlı, uzun boyunlu, ince gövdeli ve silindir tutamaklıdırlar. Kartaca amphoraları, silindir gövdelidirler.
Bizans amphoraları, yuvarlak gövdelidir. Sergileme, günümüz Geyre yapımı testi ile sona ermektedir.
Amphora sergilemesi, antik çağ ticaret merkezlerini gösteren harita, liman yaşamı, şarap ve zeytinyağının nasıl yapıldığını anlatan resimlerle desteklenmiştir.
HAMAM
Güney duvarına bitişik Türk Hamamı 1895 yılında hapishane döneminde yapılmıştır. Yıkanmamakla övünen şövalyelerin temizlik anlayışına karşın, Osmanlıların mahkûmlara sunduğu hizmeti göstermektedir. Hamam; giriş, soğukluk (soyunma), sıcaklık (yıkanma) ve külhandan oluşmuştur. Ülkemizde ilk defa hamam malzemesi kendi mekânında sergilenmiştir.
ŞAPEL VE M.S. VII: YÜZYIL DOĞU ROMA GEMİSİ
Şapel, şövalyeler tarafından 402–1437 yıllarında gotik tarzda, tek nefli olarak inşaa edilmiştir. 1519–1520 yılları arasında İspanyol Şövalyeleri tarafından onarılmıştır.
Kalenin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra şövalyelerin şapeli, minare eklenerek camiye çevrilmiştir.
Şapelde, Bodrum- Turgutreis-Yassıada’da batan M.S. VII. yy. Doğu Roma Gemisi sergilenmektedir. Geminin kıç bölümü 1/1 ölçeğinde yapılmıştır. Baş bölümü ise su altındaki şekliyle gösterilmiştir. Geminin ana yükü 900 kadar amphora içinde taşınan şaraptır. Gemide bulunan en önemli eser, tunç kantardır. Üzerinde geminin kaptanının adı ve unvanı bulunmaktadır. Kantar topuzu akıl ve adaletin simgesi Tanrıça Athena büstü şeklindedir.
CAM SALONU
Cam Salonu, dikdörtgen planlı, kesik tonozlu bir yapıdır. Bu salonda, M.Ö. XIV. yüzyıl ile M.S. XI. yüzyıl arasına tarihlenen çeşitli cam eserler sergilenmektedir. Sağdaki ilk vitrinde M.Ö. XIV. yüzyıla ait Miken cam boncuk dizisi ile Kaş Uluburun Batığı'ndan çıkarılan aynı devre ait cam külçeler yer almaktadır. Diğer vitrinlerde Stratonikeia ve Kaunos gibi antik şehir kazılarında elde edilen cam buluntular görülür. Salonun büyük bir bölümü ise, M.S. XI. yüzyıla tarihlendirilen Serçe Limanı Batığı'nın cam koleksiyonunu oluşturmaktadır.
Su altında arkeoloji kazılarının nasıl yapıldığını göstermek amacıyla, bu salondaki nişlerden birinin içerisine bir akvaryum yerleştirilmiştir. Burada su içinde M.S. IV. yüzyıl Erken Bizans Batığı Sualtı Kazısı 1/20 ölçeğinde küçültülerek gösterilmiştir.
Müzeye ulaşmak için tıklayınız.
ONLİNE MUSEUM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder